⚖️ Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.⤵️
Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 2016/2318 E. Ve 2018/1008 K. Sayılı kararında,
1-) Somut olayda sanığın katılana gönderdiği kısa mesaj içeriğinde ve telefon görüşmesinde: “sen beş para etmez bir insansın, hayatta güvenilebilecek en son insansın” ve “sen vicdansız bir insansın” şeklindeki nezaket dışı kaba hitap tarzı niteliğindeki ifadelerin, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmemesi,
2-) Sanığın, katılana gönderdiği kısa mesaj içeriğinde: “…büyüsün hesaplaşacağız, … sana söz veriyorum yaptıkların karşılıksız kalmayacak” şeklindeki şarta bağlı sözlerinin, ileride gerçekleşmesi muhtemel bir kötülük içermemesi ayrıca sanığın bu içerikteki mesajı müşterek çocukları büyüdüğünde ona annesi olan katılanın yaptıklarını anlatacağı yönündeki savunması nedeniyle, tehdit suçunun unsurları itibarı ile oluşmadığı gözetilmemesi, Bozma nedeni kabul edilmiştir.
Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 2016/2318 E. Ve 2018/1008 K. Sayılı Kararı:
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süreleri ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda sanığın katılana gönderdiği kısa mesaj içeriğinde ve telefon görüşmesinde: “sen beş para etmez bir insansın, hayatta güvenilebilecek en son insansın” ve “sen vicdansız bir insansın” şeklindeki nezaket dışı kaba hitap tarzı niteliğindeki ifadelerin, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmemesi,
2- Sanığın, katılana gönderdiği kısa mesaj içeriğinde: “…büyüsün hesaplaşacağız, … sana söz veriyorum yaptıkların karşılıksız kalmayacak” şeklindeki şarta bağlı sözlerinin, ileride gerçekleşmesi muhtemel bir kötülük içermemesi ayrıca sanığın bu içerikteki mesajı müşterek çocukları büyüdüğünde ona annesi olan katılanın yaptıklarını anlatacağı yönündeki savunması nedeniyle, tehdit suçunun unsurları itibarı ile oluşmadığı gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1- Sanığın katılanın bulunduğu katılanın annesinin evine gittiği ve burada katılana sinkaflı sözler sarfettiği ve “çocuğu zorla alacağım” şeklinde hakaret ve tehdit kabul edilen eylemlerde sanığın yanında bulunan ve kovuşturma aşamasında ifadelerine başvurulan tanıkların sanığın katılana hakaret etmediğini beyan etmeleri karşısında; katılanın ve katılanı doğrulayan annesi tanık …’ın ifadelerine neden üstünlük tanındığı tartışılmadan yazılı şekilde hükümler kurulması,
2- TCK’nın 61. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken; hapis cezasının hangi gerekçeyle seçildiği açıklanıp tartışılmadan, suç tarihinde kayden sabıkası olan sanık hakkında seçimlik ceza öngören TCK’nın 125/1.ve 106/1-2. cümle maddelerinin uygulanmalarında gerekçe gösterilmeden hapis cezasının seçilmesi,
3- Daha önce hapis cezasına mahkumiyeti bulunmayan sanığa, 5237 sayılı Kanun’un 106/1-2. maddesi uyarınca verilen 25 gün hapis cezasının, anılan Kanun’un 50/3. maddesindeki amir hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi zorunluluğu gözetilmeden hapis cezasına mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık … müdafii ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.