Banka havalesi, bir ödeme vasıtası olup var olan borcun ödendiğini gösterir. Banka havalesi yapılırken açıklama kısmına paranın gönderilme nedenine ilişkin herhangi bir açıklamanın yazılmamış olması halinde yapılan banka havalesi karine olarak borç ödemesi olarak kabul edilmektedir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/8792 E. ve 2019/5946 K. Sayılı kararda,
Havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı hususunda karine mevcut olduğu gerekçesiyle havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını ileri süren kişinin bu iddiasını kanıtlaması gerektiğine hükmedilmiştir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2016/8792 E. ve 2019/5946 K. Sayılı Kararı

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalıya 25.7.2014 ve 19.8.2014 tarihli dekontlar ile borç para verdiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine icra takibi başlattığını ileri sürerek, icra takibine vaki itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya karz ilişkisine dayalı olarak borç para verdiğini, süresinde geri ödenmediğini ileri sürerek, verdiği paranın davalıdan tahsili amacıyla başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, davaya cevap vermemiş, icra takibine yönelik itiraz dilekçesinde davacının borcunu ödediğini, davacıdan borç para almadığını savunmuştur. Mahkemece, davalının icra takibine verdiği itiraz dilekçesinde takip konusu alacağın, davalıya borç olarak gönderilen para olmadığı, tersine kendisinin davacıdan alacaklı olduğu, alacağının dayanağı senet bedeline karşılık olarak 4.000,00TL’nin davacı tarafından kendisine gönderildiği savunulduğundan, ispat yükünün davalıya geçtiği, isticvap davetiyesine rağmen davalının gelmediği gerekçe gösterilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Davalı, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmuştur. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükü davacıdadır. Davacı taraf, davaya konu paranın borç olarak verildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür; buna bağlı olarak, davalı savunmasını ispat ile yükümlü olmayacaktır. O halde, mahkemece, ispat yükünün davacı üzerinde olduğu gözetilerek ve tarafların sundukları deliller değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mevcut olayda ispat yükü ters çevrilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.